27 Ocak 2009 Salı

vefa



Çok lodos lafı ettim, susayım diyorum ama olmuyor, sağdan soldan dürtüyor rüzgar. Bazen düşünüyorum bir tek ben miyim bu lodosla bunca sorun yaşayan. Bir sürü insan bu havada işlerine güçlerine gidiyor, ben iki laf edemez oluyorum. Günlerdir durmadı, hani nerdeyse soğuğu özledim diyeceğim. Geçenlerde sabahlardan bir sabah söylenerek uyandım, lodos yorganın içine sızmıştı, tek gözümle geceden açık bıraktığım pencereden –bazen kilisenin ışığına bakarak ya da kilise bana baksın diye pencereyi açık bırakırım- güneşi gördüm. Lodosa yüzvermeden güneşe kalktım, ilk kahvemi bitirmemiştim ki canım boza istedi, geçiştirdim, bir sigara yaktım, yok, olmadı, burnumda tarçın kokusu, dışarı çıktım. Caddedeki pastaneye gitmekti amacım, büfeden de bir avuç leblebi alırım diye düşündüm, olmadı. Aksaray otobüsüne bindiğimde vefaya sapan sokağa en yakın durağı henüz bilmiyordum, meğer elim biliyormuş, düğmeye bastı, otobüsten indim, yol yordam sormadan bozacıyı buldum, ben bile şaşırdım. Misss… bol tarçın, içtikçe çoğalan boza.

Madem maksat boza içmek, iç, dön eve, olmadı tabii. Bozacı malum vefada, katip çelebi sokak’ta, biliyoruz ki bu sokak sonuna kadar gidildiğinde süleymaniyeye varır, yürüdüm tabii. Yürümekle kalmadım, aklımızı çelen tirendaz sokağa bile saptım, ah iyi ki sapmışım. Molla şemseddin camii halinden belli, zamanında bir bizans kilisesi imiş, bugün ki hali ile de pek zarif, pek istanbullu. 11. Yüzyıldan kalma yapı mahallede kilise camii diye anılıyor. Rivayet o ki altından bir tünelle ayasofyaya çıkılırmış, olur mu olur. 1833 cibali yangınında epeyce tahrip olmuş, restorasyon görmüş, İstanbul’un fethinde usul olduğu üzere freskler badana ile kapatılmış, cumhuriyet döneminde her ne kadar o freskler ortaya çıkarılmış ise de bir aşamada çalınmışlar, yani başına gelmeyen kalmamış kilise camiinin ama yine de şaşırtıcı, yoldan çevirtici, beni çevirdi açıkcası. Az ötesinde Atıf efendi Kütüphanesi, hala kütüphane ; el yazması kütüphanesi, girmesi, çıkması zor tabii. Kütüphane ile camii arasında sıra evler büyüleyici. Zamanında kütüphane çalışanları için yapılmış diyorlar. Sokağın başını tutmuş oğlanın bundan hiç haberi yok elbet, umurunda da değil, Ben Süleymaniye’ye doğru yol alırken o oturmuş Tirendaz sokaktan nasıl kurtulacağını düşünür gibiydi.

Hiç yorum yok:

Tirendaz Sokak

--> Tirendaz sokak Molla Şemseddin camii ile başlar, Atıf Efendi kütüphanesi ile biter bir sokak. Şehrin en değerli konumun...